Jora ve Arkadi Vayner1!
Size selam aleyküm.
Bizler birbirimize gizliden gizliye aşınayız, -
Kanunu kitabı ezbere biliriz.
Size yedi aksakal yazıyoruz
Hindikuş diyarından2,
Çünkü yedi dergide
Sizi bize çevirdiler3.
Pamuk hasatı zamanı
(Bu arada, şimdilerde pamuk - ipek)
Bizim "Doğu Yıldızı" dergisi
Size yedi sayfa ayırdı.
Moskova’yı karış karış gezdi ZİM’le4
Bizim baş aksakalımız5
Ama hiçbir dükkanda
Kitaplarınızı bulamadı.
İki yaşlı kardeşi yırttılar6
Saçı sakalına karışmış -
Yok ki yok rüşvetle bile
Kitap tezgahında ve hiçbir yerde.
Benim favorim "Merhamet çağı"7
Bunun için size teşekkür! -
Polis memuruna iki kavun verdim
Ve bir kilo da nar.
O televizyon programının sonunda
Ak saçlarıma yemin olsun! -
Devamına her bölüm için
Sekiz kavun vereceğiz.
Ara olmaması için
(Bozbaş köfte sever misiniz?)
Hanımlarınızı Merkez pazarına gönderin,
Bizden size yarım koyun kellesi.
Belki de fazlaca bedeni,
Ama o mapusane şarkılarını
(Bırak söylesin artist Visotski)
İki kat fazla öderiz neyse bedeli.
Külliyatınız bulunmaz
Paris’te bile diyorlar...
İyi de, Frank’a ne alınır ki?
Yine bildiğin üzüm.
Bugün biz sizi okuyoruz,
Her paragrafta ayrı ter boşanıyor.
Kardeşler, biz sizi bizden sayıyoruz -
Acayip bir millet8.
Bizim torunun torunu merkez üste -
Orada para pul işlemez.
Yemek yemek ister misiniz? O halde
Her gün gelin.
İsterdim ki bizim enstitüde...
Büyük bir iş çevireyim.
Ama... eğer Niyazi hayatta olsaydı...
Olmayınca - iş bitirmeye tanış da yok. -
Avrupa ile Asya’da var bağlantı,
Ama bu bağlantılarda iş yok.
Siz KamAZ’a9 gitmiştiniz ya:
Orada meyve yok. O halde bu kez
Hindikuş’a gelin.
|