Burada ladinlerin kolları titremekte havada, Burada kuşlar telaşe içinde cıvıldamakta. Büyülü, vahşi bir ormanda yaşıyorsun, İçinden çıkmanın imkansız olduğu. Varsın çarşaf çarşaf kurusun rüzgarda kuş-kirazları, Varsın yağmur altında yaprak döksün leylaklar, Ne olursa olsun, seni buradan alacağım, Kavalların çaldığı o saraya. Dünyan, büyücüler tarafından bin yıllığına Kapatılmış bana ve yeryüzüne. Ve düşünüyorsun ki, bu efsuni ormandan Daha güzel bir yer yok. Varsın sabahları çiy düşmesin yapraklara, Varsın mehtapla bu kötü hava dargın olsun birbirine, Ne olursa olsun, seni buradan alacağım, Denize bakan balkonu olan o aydınlık köşke. Haftanın hangi günü, hangi saati Çıkagelirsin bana dikkatlice? Seni ne zaman el üstünde Götüreyim bulunmaz diyarlara? Gönlün olursa çalarım da, Boşa mı onca emeklerim? Hiç değilse bir kulübecikte cennete razı ol, Eğer sarayla köşkü birileri almışsa...
© Hüseyin Avni Dağlı. Çeviri, 2010