Bir gün başkentte dolaşıyordum - ve Yoldan geçen iki kişiye kazara çarptım, - Bu nedenle karakola düştüğümde, Ona orada rastladım - ve öldüm. Orada ne yaptığını bilmiyordum, - Anlaşılan pasaport almaya gelmişti - Genç, güzel, beyaz tenli... Onu araştırmaya karar verdim. Arkasından gittim - giriş kapısını ezberledim. Ne söylemeliydim ona? - ben bir serseriyim... İki tek atıp davet ettim güzeller güzelini Tren istasyonu civarındaki bir restorana. Gelip geçenler ona gülümsüyordu - Beni gören ise neredeyse "Nöbetçi!" diye bağıracak - Adamın birinin suratını dağıttım, Çünkü ona göz kırpar gibi yapmıştı. Ekmeğine havyar sürdüm Paralar su gibi aktı gitti, - Ne şarkılar söylettim onun için! En sonuncusu da "Turnalar!". Sabaha kadar sözler verdim, vaadettim, Tekrarladım durdum, yine yeniden: Dedim "Beş gündür kimseyi soymadım, Sen benim ilk bakışta aşık olduğumsun!" Dedim ki, hayatım yok oldu, Sümkürdüm ve ağladım kaşkol içinde, - O ise bana: "Size inanıyorum - Eh bir miktar indirim yaparım tabi" dedi. Vurdum o beyaz kuşa, - Kan beynime çıkmıştı: Anlamıştım, ne yaptığını karakolda, İlk bakışta aşık olduğum kızın.
© Hüseyin Avni Dağlı. Çeviri, 2011