Off, nerdeydim ben dün - öldürseler bulamam!
Tek hatırladığım, duvar kağıtlı bir oda,
Hatırlıyorum da - Klavka vardı, yanında da kız arkadaşı, -
Mutfakta ikisiyle öpüşüyordum.
Sabah kalktım -
Anlatmaya başladılar,
Ev sahibine sıralamışım,
Herkesin ödünü patlatmışım,
Güya çırılçıplak tepinmişim,
Bağıra çağıra şarkı söylemişim,
Babam, demişim,
Benim babam - general!
Sonra da gömleğimi yırtmışım, göğsümü yumruklamışım,
Herkes beni sattı demişim,
Diyorlar ki, misafirlere rahat vermemişim -
Sıkılmışlar üç kuruşluk notalarımdan.
Sonra içmeyi bırakmışım -
Çünkü yorulmuşum -
Yerlere düşürüp kırmışım,
Şu soylu kristali,
Şarabı duvarlara dökmüşüm,
Kahve takımını,
Camdan
Aşağı fırlatmışım.
Kimse bana tek kelime bile edememiş.
Sonra yavaş yavaş benimle baş etmeye başlamışlar, -
Toparlanıp üstüme atlamışlar, ellerimi bağlamışlar,
Sonra da - hepsi (bi güzel) eğlenmişler.
Kimi yüzüme tükürmüş,
Kimi ağzıma votka boca etmiş,
Dans edenlerden biri de
Karnıma tekmeler savurmuş...
Genç bir dul,
Kocasına sadakatini muhafaza ederek, -
Sonuçta bir kereliğine yaşıyoruz-
Bana acımış.
Yüzüm gözüm yaralı, mutfakta sararıp soluyorum,
Pişmanmış gibi bir hal takındım,
"Bu son, çözün!" diye haykırdım
Çözdüler, - ama çatalları da sakladılar.
Bundan sonra olanları anlatmaya -
Kelimeler yetmez, -
Nereden buldum
Kollarımda o kuvveti! -
Yaralı bir canavar gibiydim,
Son kere (herkesi) kendime hayran bıraktım:
Kapıyı pencereyi kırdım,
Balkonu göçerttim.
Off, dün neredeydim ben - gündüz gözüyle bile bulamam!
Tek hatırladığım, duvar kağıtlı bir oda, -
Yüzüm kaldı, - dayak izleri de, -
Şimdi nereye gideceğim bi ton dayak sonrası!
...Eğer doğruysa -
Bu olan bitenin üçte biri, -
Geriye tek bir şey kalıyor:
Uzanmalı ve ölmeli!
Allah’tan o dul
Her şeyi kabullendi,
Acıdı bana da
Yanına kabul etti.
|