Kadın avluya, adam avludan, -
İşte böyle bir şeydi aşkları.
Adam sabahtan başlıyordu çalışmaya,
Hep sabahtan başlıyordu.
Kadını ise pek kimse bilmezdi,
Adamın gözünde iflah olmazın biriydi,
Adam gider-gelir ve acı çekerdi
Saplantılı fikirleriyle:
Güya kadının babası - bir albaymış,
Onunki ise - itfaiyeci.
Ve aslına bakarsan, kadına layık değilmiş,
Küstah biri gibi davranmış.
Bu gönül hikâyesi böyle gelişmiş,
Bu gönül hikâyesi bir garip başlamış:
Adam çeyreklik teklif etmiş -
Kadın, hadi bakalım, ayak diremiş...
Kara dumansa tütmüş, tütmüş,
Kara dumansa yücelere erişmiş...
Halleri pek bir iyiymiş -
Adam onu bir asır sevmeye yemin etmiş!
Akağaçlar uzun uzun uzamışlar -
Çan kulesi gibi olmuşlar,
İnsanlar yürümüşler, yürümüşler,
Dolambaçlı yollardan yürümüşler...
Ne garip işler oluyor
Şu bizim Rusya’da!
Kadın nasıl verdi ona,
Anlatsan inanmazlar.
O karanlık işten sonra,
O büyük işten sonra,
Bir yer aradı adam tenhada,
Bir yer aradı huzurlu, rahat.
Eğer idaremiz,
Bizim için, herkes için anlaşılır olsaydı,
O mutluluğu o kadın bulurdu,
Şimdi ise - iğrenç bu hayat!..
|