Nasıl görünür şimdi gözüme, nasıl nefes alırım?
Hava serin fırtına öncesi, serin ve yapış yapış.
Neler dilime gelecek bugün şarkımda, ve neler duyulacak?
Kuşlar şakıyacak kehanetleri - hepsi de hikayelerden.
Sirin1 sırıtacak bana mesut-bahtiyar -
Eğlendirecek, yuvasına çağıracak,
Tam karşıda ise - hasret çekip hüzünleniyor,
Gönlüne zehir zerkediyor efsanevi güzelliğiyle Alkonost.
Yedi aziz tel2 gibi
Çınladı sıra sıra -
Bu kuş - Gamayun,
Umut veriyor!
Mavi gökyüzünde, bağrı çanlarla delik, -
Bakır kubbe, bakır kubbe -
Çok mu sevinçli, pek mi kızgın...
Saf altınla kaplanır Rusya'da kubbe -
Tanrı onu daha sık farketsin diye.
Ebedi bir gizemin önündeyim,
Yüce ve masalsı bir ülkenin önünde -
Hem tuzlu - hem acı, hem ekşi - hem tatlı,
Masmavi, pınarlı, çavdarlı.
Yağlı - paslı kir çiğneyerek,
Atların üzengilerine yapışmışlardır,
Ama çeker beni bu uykulu devletin cazibesi,
Turşusu çıkmış ve şişmiş (olsa da) uykudan.
Yedi zengin mehtap gibi
Yolumun üstüne çıkacak -
Bu kuş Gamayun
Umut veriyor!
Harcanmış, tüketilmiş bu ruhun,
Yer yer yenmiş-aşınmış bu ruhun, -
Kanayana dek incelmişse yaması, -
Yenilerim yamayı, altınla öderim bedelini
Yeter ki Tanrı daha sık farketsin kendisini.
|