Eli ayağı düzgün, boylu poslu doğmuşum, Teşekkürler anne, teşekkürler baba, sağolun, - İyi geçindim insanlarla, oflamadım, puflamadım, Çıkarmadım kamburumu - doğru dürüst adımladım, Kimselerden korkmadım, nasıl yaşadıysam öyle yaşadım, Ve bir başım için iki elimle çalıştım da çalıştım... İhbar da edildim, iftirayı da yaşadım - Her yana beş yüz, tanıdık kimse yok, - Kabinde bir yazı: "Zamana saygı göster", - Orada dolandırmadan tuzsuz yerler, Orada damgayı göz kararı basarlar, Zarfa koyar - ve Mojay ardına gönderirler1. Sonra - hesaplaşma, sonra - eve, Tam yedi yıl bıraktım ardımda, - Yıllar bindi omzuma - atamadım, satamadım. Ama öyle bir şefe düştüm ki, - Tam işin erbabı - "askere gönüllü yazıcı", Ural'ın ötesine araba götürmeye başladım. Yol, yolda da bir MAZ2, Bu kaçıncı boğazına kadar batmak, Kabin karanlık, üç saattir yanımdakinden ses yok, En azından bağırsın - kin tutuyor - Geriye gitsen - beş yüz, ilerisi - beş yüz, Dişleriyle "kılıç-kalkan" oynuyor! İkimiz de biliyorduk bu hattı, Şantiyelerde bu MAZ bekleniyordu, - Bizim işimiz - otur, gazla, geceymiş, gece yarısıymış! İşe bak, tam da yılbaşı arefesi - Geriye gitsen - beş yüz, beş yüz - ilerisi, - Boşa kornaya basıyoruz - kime ne fayda - kar fırtınası! "Sustur motoru, - diyor, - Ateşlerde yansın bu MAZ!" Görmüyor muşum - burada yapacak bir şey kalmamış. Görmüyor muşum - her yöne beş yüzmüş, Gece yaklaşıyormuş, mutlaka savrulur gidermiş, - Yerle bir olurmuş, gömmeye bile gerek yokmuş. Ben cevap veriyorum: "Sızlanma!" O ise - İngiliz anahtarının, levyenin peşinde, Kurt gibi bakıyor (Bazen anasının gözüdür), - Ne yapsın - her yöne beş yüz, Artık kim kimin üstesinden gelirse, Kimin haklı olduğunu göreceğiz, yardım geldiğinde! O bana yakınlarımdan bile yakındı - Benim elimden yedi, benim elimde yetişti, - Şimdi burada gözümün içine bakıyor - arkamda soğuk. Ne yapsın - her yöne beş yüz, Kimin kim olduğunu ise sonradan anlar, Unuttu şimdi - kimim ben ona, ve kim o bana! Sonunda gitti yan tarafa doğru. Bıraktım onu ve biraz uzandım, - Rüyama bizim "neşeli" maceramız girdi: Sanki yine her yöne beş yüzmüş, Ben bir çıkış yolu arıyormuşum, Ama yokmuş, sadece giriş varmış, ve giriş yanlışmış. ...Hikayenin sonu basit: Bir çekici geldi, Halat var, doktor var, MAZ layık olduğu yere düştü, - Ve bizimki de geldi, her yanı titriyor... Orada da yine uzun bir yol var, - Ama ben kin tutmam - onu yine yanıma alırım.
1 Bizde düşman denize dökülür; onlarda düşman Mojay'ın arkasına defedilir.
2 Emektar bir Rus kamyonu.
 
© Hüseyin Avni Dağlı. Çeviri, 2013