Kaç söylenti var ki kulaklarımızı hayrete düşürüyor! Kaç dedikodu güve gibi yemekte! Söylentiler dolaşıyor - her şey pahallanıyor - kesinlikle, - Hele ki - sofra tuzu.   Söylentiler, sinek gibi ev ev dolaşıyor, Dişsiz kocakarılar onları zihinlere yayıyor.   "Hiçbir şey gizli kalmaz! Dün hendek kazdılar - İki tane konyak hattı buldular!" "Diyorlar ki, casuslar suyu boğma rakı ile zehirlemişler, Ekmek ise şimdilerde - balık pullarındanmış. Söylentiler, sinek gibi ev ev dolaşıyor, Dişsiz kocakarılar onları zihinlere yayıyor.   "Dinle, duydun mu? Yer altına şehir yapıyorlarmış, Nükleer savaş çıkabilir diye". "Duydunuz mu? Yakında hamamların hepsini kapatacaklarmış Temelli ve bu bilgiler doğru". Söylentiler, sinek gibi ev ev dolaşıyor, Dişsiz kocakarılar onları zihinlere yayıyor.                       "Biliyor musunuz? Mamıkin’i görevden alıyorlarmış - Ahlakı bozuk diye, sarhoşluk ve taşkınlığından dolayı". Ha, bir de sizin komşuyu alıyorlarmış, o alçağı, - Beriya’ya benziyor diye. Söylentiler, sinek gibi ev ev dolaşıyor, Dişsiz kocakarılar onları zihinlere yayıyor.   Bir dolu müşkülatta feleğin çemberinden geçenler, Söylentiler yayıyor engel tanımayıp: Dedikodular dolanıyor, başka hiç söylenti çıkmayacakmış diye, Söylentiler dolanıyor, dedikodular yasaklanacak diye. Söylentiler, sinek gibi ev ev dolaşıyor, Dişsiz kocakarılar onları zihinlere yayıyor.   Birbirlerine sıralıyorlar ya fısır fısır, ya da haykıra haykıra, - Deli söylentiler dillerinden düşmüyor bağırgaçların! İyi söylentilere ise alışık değil insanlar, Diyorlar ki, bunlar uydurma ve saçmalık. Söylentiler, sinek gibi ev ev dolaşıyor, Dişsiz kocakarılar onları zihinlere yayıyor.  
© Hüseyin Avni Dağlı. Çeviri, 2014