Türkiye sınırında, - ya da Pakistan -
Tarafsız bir hat var. Çalılıkların olduğu tarafta -
Bizim sınır askerleri ve bir de yüzbaşı,
Sol tarafta ise - onların nöbet kulübeleri.
Tarafsız hattaki çiçekler ise -
Eşsiz güzellikte.
Yüzbaşının nişanlısı, birlikte yaşamaya karar vermiş.
Yanaşıp demiş ki: - Aşkım, durum böyle böyle... -
Geline bir buket çiçek dermeli -
Çiçeksiz düğün olur mu? Kafaları da çekmeli!
Tarafsız hattaki çiçekler ise -
Eşsiz güzellikte.
Onların başındakine de, sanki mahkemeden celp gibi,
Yine bir kadın yanaştı - bir tavır, bir tavır,
Yine aynı şekilde "aşkım" diyor, ama Türkçe,-
Düğün dernek kurulacak, diyor, tatil günü!
Tarafsız hattaki çiçekler ise -
Eşsiz güzellikte.
Bizim sınır askerleri - cesur çocuklar -
Üçü yüzbaşıyla gitmek için atıldı.
Nereden bileceklerdi ki, bu Asyalı’ların
Aynı gece çiçeklere çökeceklerini.
Tarafsız hattaki çiçekler ise -
Eşsiz güzellikte.
Yüzbaşı, çiçeklerin kokusuyla ölesiye sarhoş,
Onların yüzbaşısı da aynı, o da körkütük.
Yığıldı kaldı çiçeklerin arasında, "ah" diyerek Türkçe,
"Ana(-nı).." deyip yıkıldı bizim yüzbaşı.
Tarafsız hattaki çiçekler ise -
Eşsiz güzellikte.
Uyuyor yüzbaşı, rüyasında
Kremlin kapıları gibi açılıyor sınırlar.
Onun hiç umurunda değildi elin memleketi -
Biraz dolaşmak istemişti sahipsiz toprakta.
Neden olmasındı ki? Kimsenin değildi toprak,
Tarafsızdı!
Tarafsız hattaki çiçekler ise -
Eşsiz güzellikte.
|