Öyle icap etti ve erkekler gitti...
Bıraktılar mahsulleri vaktinden evvel, -
İşte görünmüyorlar camdan bakınca -
Kayboldular sokağın tozunda.
Başaklardan daneler akıyor -
Bunlar sıkılmamış toprağın gözyaşları,
Çevik soğuk rüzgarlar
Esmekte yarıklarından.
Geriye dönmenizi bekliyoruz - koşturun atları!
Hoş gelin, hoş gelin, hoş gelin!
Yolunuza yoldaş rüzgarlar sıvazlasın sırtınızı
Ve geliverin hemencecik:
Söğütler sizin için ağlıyor,
Tebessümünüzden mahrum üvezler solgun.
Yüksek yüksek evlerde yaşıyoruz -
Buralara el girmez:
Yerinizi alacak tek şey
Yalnızlık ve beklenti.
Tazeliğini ve güzelliğini kaybetti
Giyilmemiş göyneklerin beyazlığı,
Dudaklardan düşmeyen
Eski şarkılar sıkar oldu.
Geriye dönmenizi bekliyoruz - koşturun atları!
Hoş gelin, hoş gelin, hoş gelin!
Yolunuza yoldaş rüzgarlar sıvazlasın sırtınızı
Ve geliverin hemencecik:
Söğütler sizin için ağlıyor,
Tebessümünüzden mahrum üvezler solgun.
Herkesin derdi aynı
Ve her geçen gün daha sık seslendiriliyor
Eski duaların yankısında dile gelen
Ağıtların sonsuz ıstırabı.
Piyade de olsanız, süvari de olsanız bekliyoruz sizi,
Yorgun da olsanız, yarım da olsanız, her ne halde iseniz, -
Yeter ki gelmesin gömülenlerin kara haberi,
Ağızlardan yel alsın.
Geriye dönmenizi bekliyoruz - koşturun atları!
Hoş gelin, hoş gelin, hoş gelin!
Yolunuza yoldaş rüzgarlar sıvazlasın sırtınızı
Ve geliverin hemencecik:
Söğütler sizin için ağlıyor,
Tebessümünüzden mahrum üvezler solgun.
|