Gökyüzü bugün
pürüzsüz
Fakat artık heryanda’
tankların zangırtısı.
Ve toprağımızda
bir homurtu.
Çarnsakızları yapışıyor ağaçlara -
hüzünle.
Yükseliyor duman ve kül bir azap tıpkı
Ne yazık!
Leylek de yuva kurmuyor
bu yıl damda.
Başaklarsa birer kehribar sanki, öyle parlıyor
Yakın mı hasat?
Hayır! Hayır, boşuna bunları boşuna ekmişiz,
anlaşıldı.
Ne demek oluyor ki hem, kehribar gibi
parlamak?
Yangın! Hızla yayılıyor
tarlalara.
Her şey sinmiş bu uğursuzluğun
karşısında.
Ötücü kuşlar yok artık,
yalnızca kargalar.
Ağaçlar toz içinde - güze
giriyoruz sanki.
Bildikleri şarkıları
da unuttular.
Sevgiye hayır! Nefretin artan
önemi
Asıl gerçek
o değil mi?
Bir azap gibi yükseliyor
duman ve kül.
Ne yazık! Leylek de yuva kurmuyor
damda bu yıl.
Ormanın bildik uğultusu yükseliyor
ağaç tepelerinden
Ama sızlanmakta
su ve toprak.
Ah! Bir mucize olsa
şimdi.
Orman, bir savaşın önsesiyle
inliyor
Ve herkes bu uğursuzluğun önünden
doğuya kaçıyor.
Ötücü kuşlar da yok artık -
Leylekler de...
Boşluk çeşit çeşit koruyor
sesleri
İşte! İnliyor,
titriyor.
Hatta nal sesleri,
tepinmek
Ve eğer bağırıyorsa bir i -
fısıldıyor diğeri.
Herkes doğuya çekildi önünde
bu uğursuzluğun.
Ve damlarda değil artık
Leylekler.
|